Bu modern hayatta var oluş mücadelesinin de ötesine geçerek konforumuza oldukça düşkün bir tür olduğumuz yadsınamaz bir gerçektir. Bu düşkünlüğümüz beslenme biçimimize de yansımaktadır
İnsanoğlunun daha sosyal ve modern hayat biçimine geçmesi doğa ile mücadelede sağ kalım oranını arttırmakla kalmayıp ekosistemi de olumsuz etkileyerek kendi türünün geleceğini riske etmektedir.
Beslenme Biçimimizin 20 Yaş Dişine Etkisi
Tabii ki anneden ve babadan gelen kalıtım materyallerinin genetik diş dizimi bozukluklarının 20’likler üzerindeki etkileri oldukça fazladır. Ancak biz daha genel bir yaklaşım olarak insanlığın 20 yaş dişlerinin günümüzde problem olmasına değineceğiz.
Canlılar enerjilerini daha verimli kullanıp doğa şartlarında daha iyi ayakta kalmak üzere programlanmışlardır. Keza insanoğlu da böyledir.
Çevrenizde düşüp kolunu ya da ayağını kıran olmuştur. Alçı, atel ya da daha farklı teknikler ile sabitlenip kaynama oluncaya kadar kullanılmaması istenir.
Tedavi bitiminde kullanılan kol ile kullanılmayan kolu yan yana koyup karşılaştırın. Birkaç haftada bile ne kadar incelmiş olduğunu göreceksiniz.
İşte buna “kullanılmayan organ körelir” prensibi denir.
Doğumumuzdan hemen sonra her memeli canlı gibi anne sütüyle beslenmeye başlarız. Ama bundan sonrası epey farklı seyreder. Dilimlenmiş meyve, sebzeler, pişirilmiş etler vb. Çiğnemekte zorlandığımız ürünleri sevmeyiz ve bu sadece birkaç hafta değil yıllar boyu böyle devam eder.
Ve ağızda yerini almak üzere daha çocuk yaşlarda germi oluşan 20 yaş dişinin çoktan kaderine terk edildiği fark edildiğinde artık çok geçtir. Az kullanılan organ (çeneler ve çiğneme kasları) körelmiş 20 yaş dişi için bir yer rezervi sağlanamamıştır.
20 Yaş Dişlerinin Zararları Nelerdir?
Ağız içerisinde doğru konumlanmamış 20 yaş dişleri bir çok hastalığa davet çıkarabilmektedir.
En yaygın görünen tablo perikoronit dediğimiz 20 yaş dişi etrafında gelişen enfeksiyon tablosudur.
Fırçayla dişin tüm yüzeylerine ulaşılamadığı için ağız hijyenini bozarak diğer dişlerinizin de sağlığını tehlikeye sokmaktadır.
Fonksiyon görmeyen 20’likler etrafında çok çabuk ve yoğun diştaşı birikimini tetikler. Bu da çoğunlukla önünde yer alan dişin de kemik seviyesinde kayba yol açmaktadır.
Öndeki dişle kötü açı yaparak sürememiş 20 yaş dişleri kontakt yaptığı dişle arasında gıda retansiyon üçgeni oluşturup hem kendisinin hem de bir önündeki dişin çürümesine sebebiyet verir.
- Yanağa doğru çıkış yönü oluşturmuş malpoze 20’likler kronik irritasyon sonucu;
- Gömülü kalan 20’lik dişlerin çevresindeki epitel dokulardan
İyi ya da kötü huylu tümör hücreleri (kanser) gelişebilmektedir.
20 Yaş Dişlerinin Faydaları Nelerdir?
Ağız içerisinde doğru konumlanmış fonksiyonda görev alan 20 yaş dişi çiğnemeye yardımcı olmaktadır.
20 yaş dişinin önünde yer alan diğer azı dişlerinin erken yaşta kaybedilmesiyle 20 yaş dişleri daha önde yer edinirler. Böylelikle çiğnemede işlev kazanırlar.
Ağızda sağlıklı bir şekilde yer alıyorsa azı dişlerinin kaybında köprü ayağı olarak ya da hareketli protezlerde tutuculuğu artırmak için kullanılabilir.
20 Yaş Dişleri Çekilmeli mi?
Ağız hijyenini bozan, fonksiyon görmeyen, diğer dişlere zarar veren, ağızda doğru konumlanmamış, sağlıksız 20 yaş dişlerinin çekilmesi en doğrusudur.
Sürmesini tamamlamış ağızda sağlıklı olarak tespit edilen fonksiyondaki bir 20 yaş dişinin çekilmesine gerek yoktur.
Tam gömülü diye tabir ettiğimiz 20 yaş dişlerinin çekilmesi gerekliliği halen literatürde tartışma konusudur. Bu konuda genel geçer bir bilgi olmamakla birlikte hastanın durumuna göre karar verilmesi en doğrusudur.
20 yaş dişlerinin büyük bir kısmı Inferior Alveoler Nervus diye adlandırdığımız çenemiz ve yüzümüzle ilgili bir takım duyuların inervasyonunu gerçekleştiren sinirle yakından ilişkilidir.
Bu gibi dişlerin cerrahi müdahalesine karar verirken risk değerlendirmesi yapılmaktadır.
About Doktor Arıkan
Bursa Nilüfer'de diş hekimi. Diş eti hastalıklarından ortodontiye, implanttan gülüş tasarımına diş hekimliği adına a'dan z'ye akla gelen tüm tedavilerin özenle uygulandığı kliniğin kurucusu